TheWeatherweatherhavaTalkingto talkkonuşmakabouthakkındayaklaşıkhemen hementheYouyousensizsenisizisanasizeareto beolmakorganizingto organizekurmakörgütlemekdüzenlemekabirthree-daythree-day weekendüç günlük hafta sonuweekendcanoeingkano sporutourturgeziturnegezmekwithilea fewbirkaçbirkaç kişi/şey/tanefewfriendsfriendarkadaşdostphoneto phonetelefon etmektelefonla aramakto-e-e doğru-e kadar-e karşıkalafindto find outortaya çıkarmakkeşfetmekoutifeğerise-e rağmen-sa bileacabaisto be going to doyapacak olmakgoingbeallall rightiyigüzelpek iyişöyle böylepekirightCouldcan(modal aux.)-ebilmek-abilmekIbenhaveto havesahip olmakalmakelde etmekele geçirmekolmakelinde tutmakweather forecasthava durumu tahminihava tahminiforecastpleaselütfenWhat'swhatnelikegibibenzerithis< these >bubu kadarböylesinehafta sonuDoweekend'shava tahminiJustjust a minutebir dakikaminuteWhatexactlytam olarakaynentam anlamıylatamamendowantto want (to)istemekarzu etmekknowto knowbilmektanımakIsgoodiyiuygunusluyerindetamitoonuonarainto rain(yağmur) yağmaktoldto tellsöylemekanlatmakbildirmekThisI'mto be afraidkorkmakendişelenmekafraidnotdeğilyokHoldhold the linehatta kalmahatta beklemelineTomorrowtomorrowyarınFridaycumathe same . . . as-dığı gibi-duğu gibiaynı şekildesameastodaybugünmeanto meandemek istemekkastetmekveryçoktambileencloudybulutlubulanıkOhtheno zamansonraondan sonradaha sonrabu durumdaöyleysemadem öyleo zamankithat'sthat< those >kio kadartoodedadahiayrıcafazlaaşırıçokAsaynı derecedeo kadargibiolarakcoldsoğukiticisoğuk havaNotreallygerçektenciddensahidenhakikatennohayırItwillovercastbulutlukapalıandvetherethere is< there are >oradamightshowersshowersağanakduşduş almakyağmakyağdırmakwhat aboutne haberunutmayalımdaygüngündüzaftersonra-den sonra-ın ardından-e rağmen-in peşindehakkındaAresureeminkesinelbetteşüphesizSaturdaycumartesiIt'sbetterbetter . . . (than)daha iyiYesyesevetwebizProbablyprobablymuhtemelenbüyük olasılıklaas . . . askadarButbutfakatamaancakwon'tfreezingdondurucuçok soğuktemperatureısısıcaklık derecesiseemsto seem(gibi) görünmek(gibi) gelmekmebanabenibenWhenwhenne zamangetto getalmakelde etmekanlamakhazırlamakwarmerwarmsıcakılıkısıtmaısınmawasonon Tuesdaysalısalı günüTuesdayseeto seegörmekanlamakkavramakgereğini yapmakAndSundaypazarnormalnormalolağanortalamajustsadeceyalnızcatamancazar zorgüç belarainyyağmurluseasonmevsimdönemsürecan'tmuch< many >çokpekfazlahemen hemeneverywhereher yerdeher yereNowaitto wait (for)beklemekbekleyişSunday'suncertainkuşkulukararsızdeğişebilirkesin olmayanWecouldevenbilehattadahasıstormsstormfırtınaöfkeyüksek sesHailstormshailstormdolu fırtınasıThunderstormsthunderstormyıldırımlı fırtınastronggüçlüsertşiddetlisağlamkeskinkuvvetliwindswindrüzgaryelnefessolukboş laflightningşimşekMondaypazartesistayto staykalmakdurmakdurdurmakdayanmakhomeevnicegüzeliyisevimliincenazikkibarDon'tto like (to)hoşlanmakbeğenmeksevmekto canoekano sporu yapmakiniçindeiçineyağmuranysomebazıbirazbirkaçkimiyaklaşıkbazısıbazılarıbir bölümüsunnysunny spellgüneşli dönemspellsStillstillhalayine derüzgarsızsessizdurgunhareketsizsungüneşgüneşlenmekisn'tMaybemaybebelkia littlebirazaz miktardabirazcıklittleagaintekraryineyenidengeneayrıcabir dahaAtat-de-datimezamansüredevirçağanof-in-ın-nin-nın-den-danhakkındaiçerenyearyılseneonlyancaktekyalnızyalnızcasadecesırfamane var kiwarmthsıcaklıkılıklıkhararetateşliliksamimiyetcoşkunlukcountriescountry< countries >ülkekırtaşrabölgeyurtyöreSouthSouth AfricaGüney AfrikaAfricadon'tI don't mindönemsememumursamammindcloudscloudbulutbulutlanmakgölgekaraltıit'sa bitbir miktarbirazbitfaruzakuzaktaçokpek çokbir hayliöteuzağaötedekiöbürWe'llto have (got) tozorunda olmakwatchto watchizlemekseyretmekbakmakdikkat etmek-de-daüstündeüstünehakkındakenarındayanında-e doğruTVtvtelevizyonWhywhynedenniçinniyegoto go canoeingkano sporu yapmaya gitmeknextgeleceken yakınbitişikbir sonrakiönümüzdekisonrabundan sonraBecausebecauseçünkü-dığı içinlonguzunuzun zamanuzun zamandırclearaçıkparlakberrakanlaşılırnetbelirgintemizsaflekesizThat'sthat's too badbu çok kötübadshouldThereananticycloneantisiklondoesDoeschangeto changedeğiştirmekdeğişmeküstünü değiştirmeksoöylesineo kadarbu yüzdenbu nedenleonun içindemek (ki)meanssky< skies >gökyüzügökto clear upaçılmakhalletmekaydınlatmakupgreatharikaçok iyimüthişkocamanbüyükönemlinefisReallySogüneşlineşeliuntil-e kadar-e dek-inceye kadarThingsthingşeyolaynesneyaratıkcanlıgerekli şeyihtiyaçaren'tthinkto thinkdüşünmeksanmakummaktahmin etmekof courseelbettetabiicourseDespitedespite-e rağmen-e karşınkötübozukçürükgeçersizahlaksızyaramazzararlıneşesizhatalıyanlışkabanewshaberdecideto decidekarar vermekkararlaştırmakseçim yapmaksonuçlandırmakplannedplanlananniyetlenilentasarlanandüzenlenento be backdönmeknowşimdişu andaşu anşimdiki zamanbacktalkwhokimkimeasksto asksormakistemekrica etmekçağırmakdavet etmektalep etmekHowhownasılne kadarnasıl dahangi yollaWellwelliyiuygunyerindehadSo-soso-soşöyle böylebeautifulgüzelçok iyiharikafineiyigüzelkaliteliaçıkparlakkeyfi yerindeçok iyirainedtümbütünhepsihertümüyletamamenher şeyherkesher birinonstopdurmadansüreklidurmaksızınwasn'tdidn'tenjoyto enjoyhoşlanmakzevk almakbeğenmeksevmekyararlanmakrainbowgökkuşağıfellto falldüşmekyıkılmakçökmekwatersuice-coldbuz gibidondurucuaşırı soğukfeltit feels likegibi gelmekgibi hissetmekwinterkışRightdoğrudüzhaklıuyguniyidürüstsağhakdüzgünmiddleortaortadakibelspringilkbaharkökensıçramato be supposed to doolması beklenenyapılması beklenensupposedalwaysdaimaher zamanhepdurmadannicersun'ssönmüşsönükdışuzakdışarıdışarıyadışarıdawrongyanlışhatalıtersuygunsuzkötübozukahlakdışıTheytheyonlarsometimesbazenara sırasummeryazotherdiğerötekiöbürüöbürdiğeribaşkabaşkasıthingsI'llwentto gogitmekskiingto skikayak yapmakaynıaynısıaynı şekildeDidsnowkarkokainkar yağmakfirstilkbirincibaşbaştailk kezöncefantasticinanılmazharikamüthişsüperçok iyiacayipgaripsecondsaniyeikincidiğeranötekiöbürkısa süredrizzlyçisentiliçiseleyendrizzleçiselemeince ince yağan yağmurmeltsto melteritmekerimekkaybolmakWasfoggysislidumanlıVerycouldn'tfogsisthickkalınyoğunsıkkoyukatıeasykolaybasitsakinrahatkolaycasorunsuzskidriveto drive backgeri dönmekgeri gitmekgeri götürmektookto takealmakgötürmekkiralamaktutmakile gitmektraintrenkafilekervanwetıslakyaşıslaklıkyağmurlu havayağmurluanywayyine deher durumdane olursa olsunneyseher neysehopeto hopeumut etmekummakwe'llat leasten azındanleastLookto look atbakmak-e bakmakstartingto startbaşlamakçalışmakbaşlatmakyourseninsizinumbrellaşemsiyehideto hidegizlenmeksaklanmakgizlemeksaklamakderipostcinemasinemato be used tokullanacak olmakusedraincoatyağmurlukforgetto forgetunutmakminebenimbenimkimayınmaden ocağıoptimisticiyimsertruedoğrugerçektamdüzgünseeingso do Iben deboringsıkıcıcan sıkıcılet'sbeforeönceöncedendaha önce-den önce-meden önceto get wetıslanmakSeesee you (soon)görüşürüzgörüşürüz (yakında)Everybodyeverybodyherkestalkingneveraslahiçhiçbir zamanYou'reto be righthaklı olmakdoğru olmaktennistenisclubkulüpdernekNeverIfweather'sCallto callaramakseslenmekçağırmakbağırmakçağrıdavettelefonla aramakweather forecasterhava durumu tahmincisimeteorologforecastersto forecasttahmin etmekhava tahmini yapmakpredictto predictönceden bildirmekcloudedto cloud overbulutlanmakbulutla kaplanmakovervariabledeğişkenkararsızsebatsızcloudlessbulutsuzaçıknotwithstandinggerçiher ne kadarbununla birliktegene deinterestingilginçilgi çekicirememberto rememberhatırlamakaklında tutmakanımsamakthinincezayıfcıvıkseyrekgüçsüzincelmekinceltmekdifferentfarklıbaşkadeğişikayrıçeşitliweakgüçsüzyetersizzayıfwhat'swhat's it likeo neye benziyornot . . . anydeğilyokhiçshall-ecek-acak-elim mi-eyim mito doyapmaketmekwonderingto wonderşaşmakhayret etmekmerak etmeksaysto saysöylemekdemekvarsaymakfarz etmekovernightgecegeceleyinanidenbir andadropto dropdamlamakdüşmekthere'slikelihoodolasılıkolabilirlikthunderstormsarrivalgelişvarışgelen kimsethere'llsnowedto snowkar yağmakmountainsmountaindağmoremore . . . (than)dahadaha çok-den dahathantenonmetresmetremetrebelieveto believeinanmakgüvenmeksanmakvarsaymakmybenimrainschanginggotto get sth wrongbir şeyi yanlış yapmakbir şeyi yanlış anlamaktheironlarınpredictionspredictionönceden haber vermetahminkehanetrisktehlikeriskrizikogöze almaktehlikeye atmakeveningakşambankbank holidaybanka tatiliholidayruinedto ruinyıkımyıkılmabatmakiflas etmekmahvetmekharap etmekbyileyanında-danyoluylayakınında-e göre-e bakarakboyunca-den-e kadarawfulmüthişkorkunçberbatrezilto be all rightiyi olmakgüzel olmakto be goodiyi olmakto go skiingkayak yapmaya gitmekLet'sWaterfallingdropsdamlaAfallyağmakdüşmekinmekshortkısadurationsüreTobecometo becomeolmakyakışmakyaraşmakchilledto chilltitremekürpermekfreezeto freezedonmakdondurmakbuz gibi olmakçok üşümekseriousciddidisturbancerahatsızlıkkarışıklıkhuzursuzlukinvolvingto involveiçermekkapsamaksokmakbulaştırmaknaturaldoğalolağannormaldoğuştandoğaya özgümovementhareketairhavagökyüzügenel durumAnindeterminatebelirsizkesin olmayanortadaperioddönemsüredevreçağspellharf harf söylemekbüyüsihirsüredönemdevrenöbetkrizFullfulldoluen çoken fazlasunshinegüneş ışığıTakepleasurezevkhazkeyifeğlenceorveyaya dasatisfactionmemnunluktatmindoyumhoşnutluksomethingbir şeysmallküçüklightlyhafifçeaz bir derecedenazikçeto drizzleçiselemekçisentiince ince yağmakreduceto reduceazaltmakindirmek-e düşürmek-e zorlamakdüşürmekfrom-den-danitibaren-den berinedeniyleyüzünden-den bu yana-den ötürüsolidkatısıkıliquidlikidsıvıakışkanakıcısulustatedurumhalvaziyetdevletmeltExcessivelyexcessivelyçok fazlacaaşırıhaddinden fazlaVaporvaporbuğubuharcondensedto condenseyoğunlaşmaksıvılaşmakkoyulaşmakparticlesparticleparçazerretanesuspendedto suspendasılmaksallanmaklowerlowalçakdüşükatmosphereatmosferhavaküreortamçevrehavashadeperdegölgegölgelik yerrenk tonuforiçinsüresinceuğrunayerinenamınaadına-den dolayıyüzünden-e göre-e karşıçünküolarakdiyeprotectionkorumakorunma aracıkoruyucuagainst-e karşı-e zıt yöndesightgörüş alanıgörmegörüşmanzaratimespositiveolumlukesinfaydalıartıpozitifElectricityelectricityelektrikproducedto produceüretmekyetiştirmekSimilarsimilarbenzeraynı türdenkayakingkayakhotsıcaksalıendsonbitiş noktasıbitmekbitirmekweekhaftaskiing holidaykayak tatilipreferto prefertercih etmekdoingsportssportsporshopsshopdükkanmağazaPerhapsperhapsbuyto buysatın almaknewyeniThenoftensık sıksıklıklaLondonLondrajobişgörevamillhastawilln'tmaketo makeyapmak-e neden olmakhazırlamakmeydana getirmekjourneyseyahatyolculukhavingtryto tryuğraşmakçabalamakShakespearemanyreferencesreferencereferansbahsetmesöz etmemademakeddonehasNobodynobodyhiç kimseimproveto improvegelişmekgeliştirmekiyiye gitmekthinksdoesn'thopingarenn'tAnticycloneShowerHurricanehurricaneborakasırgaTornadotornado< tornadoes > or < tornados >kasırgatwoikicolourscolourrenkRedyellowsarıBlackblacksiyahwhiteMintberry< berries >çilek gibi küçük yumuşak meyveCookiescookiekurabiyebisküvicreamlovesEveryoneeveryoneAnywhereanywhereher yerher yereneresinereyeneredehiçbir yerdeworldpolarbearayıicedbuzluHailstoneshailstonedolu tanesiThunderthundergök gürültüsüLightningColdRainbowStrongopenedto openaçmakindoorsev içindeev içineUmbrellasChampagnebottlesbottleşişeChristmasNoelpresentsDebatesdebatetartışmagörüşmemüzakeredays'YesterdayyesterdaydünNextLastwhirlwindhortumkasırgasunsetgünbatımıgüneş batmasıtidaltidal wavegelgitli dalgagelgit dalgasıwavelow tidealçak gelgitalçak akıntıtidesnowmankardan adamcoastlinekıyısahil şeridisunrisegündoğumugüneş doğmasımiddayöğle vaktiöğledawndawn chorusşafakgünün ilk ışıklarıchoruswindyit's windyrüzgarlıhumidnemliyaşsnowstormkar fırtınasısandstormkum fırtınasıcannonbüyük toptopwellingtonsçizmewoollenscarf< scarves >eşarpatkıkaşkolmackintosh< mackintoshes >flashflash floodseylapsu baskınıtaşkınfloodcumulus< cumuli >bulut yığınıozoneozone layerozon tabakasılayertidal powergelgit gücüpowerseasidedeniz kıyısıthunderboltyıldırımrain cloudyağmur bulutuchainschainzincirautumnsonbahargüzSeptemberEylülblack icekara buzicewind-chillrüzgarın soğutma etkisitoboggankar kızağısnowboardkızakiciclesaçak buzufreezerdondurucusoğutucubuzlukrefrigeratorbuzdolabıanorakanorakparkawindbreakrüzgar siperirüzgar perdesitropicaltropikalçok sıcakEwEAtherweekEndwhEnspEllsmEltsEEskIEvenlEAstsEEmsmEAnkayakkayak yapmakOOcanOEingbEAUtifulUsedtrUEEIrAInSundAYstAYgrEAtrAInbowhailstormsOtomOrrowfOgnOnstOpfOggyOptimisticAIlIghtningmIndrIghtdrIvehIdeto mindönem vermekmeşgul olmakendişe etmekkarşı çıkmakitiraz etmekhatırlamakto drivesürmekyürütmekgötürmekReveRywherestRongspRingWRongdRizzleDcouLDgooDclouDywinDstolDUOsUREyOURyOU'REyou'reTHTHunderstormsTHinkTHingsTHickCHtemperaTuremuCHwaTCHCHangeNsuNNyNicesNowteNNisNormalInin caseiçine koymakkaplamakpubspubmeyhanebirahanepabbus< buses > or < busses >otobüsstopsto stopdurmakonesubjectkonukiIndeedindeedpoliticianspoliticianpolitikacıcalmlyhuzurlusakinceUnfortunatelyunfortunatelyne yazık kimaalesefpoliticspolitikasiyasetlovelygüzelhoşnefisharikabluemaviquicklyçabucakhızlasüratlemenacingtehditkarstrikesto strikeçakmaketkilemekçarpmakgrevfillsto fill withile dolmakile doldurmaklightflash of light (-ning)< flashes of light (-ning) >şimşekyıldırımrumblingsrumblinggürültügümbürtüFlashesilluminateto illuminateaydınlatmakışıklandırmakcountrysidekırsal bölgeweathermenweatherman< weathermen >meteoroloji uzmanıhava durumunu okuyan spikerspendto spendharcamakgeçirmektüketmekyearsstudyingto studyçalışmakincelemek...öğrenimi görmekhaven'tmanagedto managebaşarmakbecermekyönetmekkontrol altına almaküstesinden gelmekexplainto explainaçıklamakhappento happenholidayswantsto go outdışarı çıkmaksokağa çıkmakinto-e-aiçineYou'dMothermotheranneNaturenaturedoğatabiatyaradılışmizaçchecksto checkkontrol etmekdenetlemekgözden geçirmekincelemekdatetarihzamanwateringto watersulamakheroonuonaonungardenbahçeChildrenchild< children >çocukloveto love (to)sevmekgökgürültüsüthey'rededadahiayrıcafazlaaşırıfatalölümcülöldürücütehlikelizararlıkötüunderaltındaaltınaaltından-den az-in altında-den aşağıbedsbedyatakkaryolatabannightat nightgeceleyinimpressiontesiretkiizlenimbaskızanestimateto estimatedeğerlendirmektahmin etmekhesaplamakdistancemesafeuzaklıksoğuklukcountingto countsaymakhesaplamakönemsemekumursamakbetweenarasındaaradaaralarındayou'dI had betterdaha iyisine sahibimdaha iyisi varflyto flyuçmakuçurmakkiteuçurtmaAdultsadultyetişkinhoweveryine deher nasılnasılne kadarnasıl olsane şekildebununla birliktehalf< halves >yarımyarıbuçukyarı yarıyakısmenliveslife< lives >yaşamhayatcancanlılıkwaitingwhichhangihangisihangisiniki buki ove busaybeingstruckto have gotsahip olmak-si olmaknothinghiçhiçbir şeyönemsiz şeyseasonsexampleörnekfrequentyaygınolağansık görülenalışılmışsık geçensık sık olanRainarriveto arriveulaşmakyetişmekvarmakbaşarmakgelip çatmakdönmeksuddenlyanidenansızınbeklenmedik şekildedisappearto disappearyok olmakgözden kaybolmakortadan kalkmaksecondslatergeçsonrageç olarakcertainkesinbelirlibazıkimikuşkusuzmuhakkakplacesplaceyerzeminbölgekonumalanoturacak yerdünyaduringesnasındasırasındasüresincemonsoonmusoncentimetrescentimetresantimetreeachherher biriher birinetanesitanesineafternoonöğleden sonrawatersgroundtoprakzemintemelalanyermakessoiltoprakaraziülkekirlekericherrichzenginverimlibereketlibolçokcanlıyieldsto yieldürün/meyve vermekkazanç getirmekabundantlyabundantbolçokbereketliexplainsequatorialekvatoralverdantyeşillikliHoweverabsenceyoklukeksiklikdalgınlıkdevamsızlıkbulunmamaleadsto leadgötürmekulaştırmakyönetmekliderlik etmekdroughtkuraklıksusuzlukdifficultzorgüçmeetto meetbuluşmakkarşılaşmaktanışmaktoplanmakgörüşmekkarşılamakappearsto appeargörünmekortaya çıkmakgözükmekTraditiontraditiongelenekto findbulmakgoldaltınaltın rengihurryto hurry (up)acele etmekacele ettirmekdry upkurulamakkurutmakmostenen çokson dereceçokpeken fazlaçoğuthesephenomenaphenomenon< phenomena >fenomenolayolguolağanüstü kimse/şeylastto lastsürmekdevam etmekdayanmakbozulmamakHopalreadyzatençoktanşimdidenevvelcedaha öncedisappearednever mindzararı yokboş verhappymutlumemnunsevinçliuygunradiantışık saçan parlakısı yayanneşe saçansevinçlicoolercoolserinsakinsoğukkanlısoğumaksoğutmakserinliksakinlikluminosityparlaklıkbrighterbrightparlakaydınlıkneşeliumut vericiQuickquickçabukhızlıhementaketo take advantage offırsattan istifade etmekzaafından istifade etmekadvantagesunglassesgüneş gözlüğüsuncreamgüneş kremicaseanotherdiğerbaşkabir başkasıbaşka birisibiribirisikimsebiraz da olsaazıcıkhiçherhangi birisirejoiceto rejoicesevinmeksince-den beri-den bu yana-dığı içinondan berio zamandan berimadem kiondan sonraknowscomesto comegelmekulaşmakolmakbaşlamakorgazm olmakboşalmakPoliticsSporttheatretiyatroArtartsanatsanat ürünügüzel sanatlarilluminatesışıkaydınlıkparlaklıklambaUFOsUFOufoMatchesmatch< matches >kibriteşbenzermaçuymakdenkakranFireworksfireworkshavai fişeklerFiresfireateşalevyangınyanmaparıltıExplosionsexplosionpatlamachildrenas soon askadar çabukas wello kadar daaynı derecedePresentspresenthediyesunmaktakdim etmektanıtmakgöstermekmevcutşimdikibugünküşu ankişimdiki zamanSweetssweettatlısevimlihoşşirinşekerlemeHidingHomeworkhomeworkev ödeviresponsiblesorumlu-den sorumlu-e karşı sorumluemingüvenilirnoisegürültüsespatırtıWindSnowleaddesertçölterketmekkaçmakdrydriedto drykurulamakkurutmakkurumakDrykurususuzsusamışbasityavan(içki) sekkurumakkurutmakGoldleprechaunLotslots (of)pek çokhepsitümümoneyparagoldenaltınkeyanahtarpuddlegölcüksu birikintisiusuallygenellikleçoğunluklaGoodMoreselsu basmasıvideovideoalmosthemen hemenneredeyseaz kalsınsoonarrivedHappinesshappinessmutlulukSpringAutumnOnWinterSummermorningsabahgece